8 Ekim 2009 Perşembe

AGRESİFLİĞE LÜZUM YOK


Saha kenarında her ne kadar sakin gözükse de sinir küpünün önde gidenidir Louis Van Gaal. 1995 Şampiyonlar Ligi finalinde Ajax-Milan finalinde hakemin yanında attığı uçan tekme hala hafızalarda. Geçtiğimiz hafta oynanan Bayern Münih-Juventus maçının bitiş düdüğüyle beraber skordan memnun kalmamış olacak haliyle, İngiliz 4. hakem Lee Mason'u yıpratıyor. Bu sefer yaş aldıkça o kadar hoplayıp zıplamıyor elbette.

THE PROPOSAL


İzleyin ve Sandra Bullock'a bir kez daha aşık olduğum için bana hak verin.

BIANCA vs DOUMBIA


İsviçre Süper Lig takımlarından Young Boys'un Fildişi Sahilli golcüsü Seydou Doumbia Street Fighter'da Bianca'nın yerine oynasa hiç de göze batmaz. İkisi kapışsa kim kazanır acaba?

ÇEKTİN Mİ ABİ?


Sanki burada kaleye şut atmaktan ziyade fotoğrafçılara poz vermeyi tercih etmiş Berbatov. ''Pozu yakaladın mı?'' diye soran gözlerle üstelik.

7 Ekim 2009 Çarşamba

YAŞAYAN EFSANELER #2


Buffon ve Del Piero... Kimler geldi kimler geçti ama onların yeri Juve tribünlerinde bambaşka.

FRANSA'NIN GELECEĞİ O'NUN ELLERİNDE


22 yaşında henüz Lyon'un kalecisi Hugo Lloris. Yaptığı başarılı kurtarışlar ve sempatik tavırlarıyla dikkat çekiyor. Şampiyonlar Ligi Özel programına verdiği röportajla da dikkatimi çekmişti. Oldukça mütevazi ve başarının takım olarak elde edildiğine inanıyor. Daha çok genç ve önünde uzun yıllar var. Fiziği ve mental kapasitesini daha da geliştirip Fransa milli takımının da filesini uzun yıllar koruyabilir.

6 Ekim 2009 Salı

BENITEZ AĞA


2006-2007 sezonu. İlk maçı Chelsea, rövanşı da Liverpool sahalarında 1-0 kazanıyor. Haliyle uzuyor maç. Uzadıkça da keyif veriyor. Kırmızılar Anfield Road'da üstün olan taraf ama beklenen gol bir türlü gelmiyor. Penaltılara gidiyor maç. Rafa Benitez de gerim gerim gerilen teknik direktörlerin aksine bağdaş kurup öyle izlemeyi tercih ediyor penaltıları. Bir nargilesi eksik hani. Penaltılarda rakibine 4-1 üstünlük kuran Liverpool, Chelsea'yi Şampiyonlar Ligi'nin dışına elinin tersiyle itiyor. Finalde ise bir zamanların Milan'ına Alex Ferguson'ın deyimiyle ''ofsayt çizgisinde doğan adam Inzaghi'' nin golleriyle 2-1 kaybediyorlar.
Top sakallı haline alıştığımız Benitez tuhaf geldi gözüme bu fotoğrafta. Bir de o çoraplar ne öyle alacalı bulacalı. Ama karizmayla da bitmiyor işler. Ne demişler?
''İmaj hiçbir şeydir, Liverpool herşey''...

5 Ekim 2009 Pazartesi

ATKIMANIA


Sebebini bilmediğim bir atkı hastalığım var. Gittiğim maçlardan çok önce stat çevresinde dolaşıp o maçın atkısını arıyorum. Hatta Kadıköy'deki UEFA finalinden sonra Lucescu ile yaptığım röportaj sırasında boynumdaki ShakhtarDonetsk-Werder Bremen final maçının atkısını çıkarmadığım için eleştiriler bile almıştım. Seviyorum, güzel ve zararsız bir huy. Sabri ağabeyim de sağolsun kırmamıştı beni ve Atina'dan eli boş dönmemişti Panathinaikos-Galatasaray maçı sonrası. Bu atkıya takıldım şimdi de. Maçı offtube da sevgili spiker arkadaşım Aykut Aydın anlatmıştı. Oraya gitseydi yapışırdım yakasına isterdim atkımı. Neyse. Önümüzdeki maçlara bakacağız artık...

FIRENZE


2-0 biten Liverpool maçı öncesi tribünler. Fiorentina taraftarı bu işi çok iyi biliyor. Jovetic de karşılıksız bırakmadı zaten bu emekleri.

MUHABBETİNİZ BOL OLSUN


Ronaldinho, Deco ve Albertini. Fotoğraf emektar futbolcunun jübilesinden. Tam 14 yılını verdi Milan'a. Barcelona'da noktaladı futbol hayatını. Yaşayan efsanelerden Demetrio Albertini. Jübilesinde San Siro'da Milan-Barcelona karşılaşmıştı. Bu arada Milan 4-2 kazanmıştı jübile maçını. İlk gol de tabi Albertini ustadan gelmişti. Maçta iki takımın da efsane isimlerinin forma giymeleri en güzel kareydi zaten.

SU'DAN SAYFALAR


''Yağmur yağıyor. Pencereme vuran her tıpırtı sonrası bir kıskançlık krizine giriyor ruhum… İnsan kulağını kıskanır mı? Kıskanır… Tıpkı bu bloğu kıskandığım gibi. Kıskandım ve ben de karaladıklarımı paylaştım. Şimdilik çay kahve, soğuk bir şey ikramı yok ama.. Beklerim efendim …''

Böyle diyor Sabri Ugan... O'nun maç anlatımlarıyla büyüdü çoğumuz ve O'nun şiirsel sesi bilinçaltımıza bir nakış gibi işlendi çoğu golde.

Hakan Ünsal Glasgow Rangers ağlarını muhteşem bir aşırtmayla havalandırdığında ''Kalkın ayağa!'' diyerek televizyonları başlarındaki izleyicileri gol sevincine ortak etti,

Sergen Chelsea'ye Stamford Bridge'i dar ederken, ''Kartalın kanat sesleri Londra'yı inletiyor'' diyerek kalplerimizi Ada'da birleştirdi,

Alex PSV Eindhoven'a inanılmaz bir gol atarken, ''Sambaaa Alex de Souza'' diyerek ekranlarımızın başında bize samba bile yaptırdı.

Hagi'nin Monaco'ya attığı o enfes gol sonrası ''Nasıl anlatalım bu golü size?'' diyerek kelimelerin bile kifayetsiz kaldığını tüm Türkiye'ye öyle güzel ifade etti ki...

O da enerji dolu, kıpır kıpır, pırıl pırıl yazılarını paylaşacak bizlerle. Sudan sebepler üretmeden SU'DAN SAYFALAR'da hitap edecek sevdiklerine...

Aramıza hoşgeldin sevgili Sabri Ugan...

4 Ekim 2009 Pazar

SEGA ZENGA


Çocukluğumuza inelim biraz da. Bizim jenerasyon iyi hatırlar hem Sega'yı hem de Zenga'yı. Artık piyasada o dönemler ortalığı kasıp kavuran Sega da yok, İtalya 90'ın karizma abidesi Zenga da. Gerçi Zenga halen Palermo'nun teknik direktörlük görevini sürdürüyor ama bu saçları ve karizmasından eser yok. Şimdilerde PES fırtınası var. Oynadığım ilk futbol oyunu, Commodore 64'te Manchester United isimli oyundu. Kulüp kendisi piyasaya sürmüş ve o zamanın en çok tercih edilen futbol oyunlarından biri haline gelmişti. Menajer de tabiki Sir Alex Ferguson'du. O dönemden bu döneme değişmeyen tek şey de O zaten.

HOŞGELDİN MEHMET ALİ BEBEK


Bloga genelde futbol yazarım, kişisel mevzulara pek girmem. Ama bu kez durum farklı, amca oldum. Ailemize yeni bir fert daha katıldı. Mehmet Ali bebeği görebilme fırsatına aradan bir gün geçse de bu akşam nail olabildim. Sağlıklı ve vatanına milletine bağlı bir evlat olabilmesi dileğiyle. Okuyucularıma asker selamını çakmış bile :) Yorumlar için şimdiden çok teşekkürler.