8 Ağustos 2009 Cumartesi

FORMA NOSTALJİ #5 MALTA


Malta milli takımının 1990 yılında giydiği forma. Malta'lı olsam, ülkemi ölümüne sevsem bile milli takıma çağırılsam hayatta giymezdim bu formayı.

FA'DAN BECKHAM'A

L.F



7 Ağustos 2009 Cuma

FUTBOL KESMEYİNCE

FARK VAR


Sultan 1. Florentino Peres Han ve sadrazamları. Los Galacticos Devri'nden bir mutluluk tablosu. Sağına 2, soluna da almış 2 yıldız havasını atıyor tabi. Bunların ölüsü bile şu an Süper Lig'in tozunu atar. Az buçuk hayalkırıklığı da olsa seviyordum o Real Madrid'i. Şimdi bir alt kuşak ayak basıyor o çimlere.
Beckham, Figo, Zidane ve Ronaldo. Fransız her haliyle farklı olduğunu gösteriyor heryerde. Sen tut koskoca başkanın yanında tozluklarını giymeye bile tenezzül etme. Çok büyük adamdı Zinedine Zidane.

AS''TOM'' VILLA

6 Ağustos 2009 Perşembe

BİR ZAMANLAR REAL MADRID


Fotoğraftaki forma Real Madrid'in ilk forması, ama asıl futbolcu abimiz dikkatimi çekti. İsmini bilemiyorum ama şimdi yeni transfer jöleli fondötenli Ronaldo'yu pala bıyıklı falan düşünüyorum da. Yok yok böylesi daha iyi.

ARANAN KAN


Kimi yazsam gündem oluyor. Sir Bobby Robson hayata veda etmeden 2 gün önce Jose Mourinho ile olan halefliğinden dem vurmuştum, Sir'ü kaybettik. Dün de Huntelaar'ın Real Madrid'de süren mutsuzluğunun ardından çocukluğuna inmiştim, adam gitti gözbebeğim Milan ile sözleşme imzaladı. Ofsayt kokan Inzaghi son turlarını atarken, Milan'ın tam da aradığı isimdi aslında Huntelaar. Zengin çocuk Aquilani de Liverpool'a gitti. Şampiyonlar Ligi başlasın artık sabırsızlanıyorum. Daha 40 gün var ilk düdüğe. Sayılı gün çabuk geçer ne diyelim.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

ERSEN VE DADAŞLAR


Adam heryerde çocuklarıyla birlikte. Utanmasa maçlara bile beraber çıkacaklar. Ünlü bir futbolcu ve ünlü bir şarkıcı evliliği tahmin edilenden bile uzun sürdü. Meyvesi de boy boy 3 çocuk. Bunlardan biri kız olsaydı nasıl kokoş olurdu düşünmek bile istemiyorum.

MUTLUYUM MUTLUSUN MUTLU


Adamı zorla Chelsea'ye gönderecekler. Hani Ancelotti gitti ya eski öğrencilerinden birini götürecek teranesi bırakmadı yakasını. Pirlo Milan'dır Milan da Pirlo'dur. Bırakın öyle kalsın bozmayın orjinalini. Zaten Kaka gitmiş, meydan O'na kalmış. Adam Bayern Münih maçında takımı ezilirken tek başına ayakta kalan isimdi. Bir frikikte kaleci nasıl kaleye sokulur onun en güzel örneğini sergiledi. Pizarro+10 milyon £ Pirlo'ya küfür etmek gibi birşey resmen. ''Mutluyum Milan'da kalacağım ve kariyerimi burada sonlandıracağım için'' demiş kendileri. O mutluysa ben daha mutluyum, mutlusun, mutlu...

FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK


Başımız çok dönecek bu sene.

BABBEL'DEN PAVEL'E


Stuttgart geçtiğimiz sezon Markus Babbel'in göreve gelişiyle -Lehmann'a rağmen- müthiş bir ivme yakalamıştı. Tabi bunda Mario Gomez'in payını da unutmamak gerekir. Her ne kadar bedavaya goller atsa bile, varlığı bile rakip savunmalara yetiyordu. Şampiyonlar Ligi'nin 4500. golüne imza atan, Fatih Tekke'nin Zenit'ten takım arkadaşı Pavel Pogrebnyak'ı dahil ettiler kadroya. Yeni sezonun ilk maçında Wolfsburg'u ağırlayacaklar kendi sahalarında. Bakalım Mario Gomez'in yerini tutacak mı Rus golcü.
Bundesliga'mız da bu hafta sonu başlıyor. Haydi hayırlısı.

INTER 1990-1991


İtalya 90 Dünya Kupası'na damga vuran bu kadro bile AC Milan'dan vazgeçmem için yeterli bir sebep değildi.

Ayaktakiler: Walter Zenga, Jurgen Klinsmann, Nicola Berti, Riccardo Ferri, Sergio Battistini, Giuseppe Bergomi
Oturanlar: Alessandro Bianchi, Andreas Brehme, Fausto Pizzi, Antonio Paganin, Lothar Matthaeus

4 Ağustos 2009 Salı

BELLİYDİ ZATEN



Real Madrid allem etti kallem etti sonunda listeye ekledi Xabi Alonso'yu. Yıldız isim yarın Madrid'e gidecek ve sağlık kontrolünden geçecek. Kim kaldı geriye transfer gündeminde? Ortada yıldız bırakmadılar, hepsini topladılar. Yoksa sizde '' Hala Madridlileştiremediklerimizden misiniz? ''

CAMP NOU'DA İLK SANTRA


24 Eylül 1957'de yapımı tamamlanan Camp Nou stadının açılışında başkan Francesc Miro Sans temsili olarak ilk santrayı yapıyor. Barcelona Camp Nou'daki ilk maçında Polonya ekibi Legia Varşova'yı ağırlayacak ve karşılaşmadan 4-2 galip ayrılan taraf olacaktı.

SABRİ UGAN'DAN İNCİLER


Kolay değildir maç anlatmak. İzlemesi kolay ama dile getirmesi zordur. Spikerlik nankör meslektir. Beğeneni de çoktur beğenmeyeni de insanın. Ama kimseye yaranamazsın genelde. Biri överse üçü yerer adamı izleyicinin. O atıp tutanlar, ''bu nasıl söz?'' diyenleri elinde mikrofonla çok merak ediyorum. İki lafı biraraya getirebilirler mi acaba öyle kolay kolay.
Ama bu işin hakkını yıllardır sonuna kadar verenler de var elbette. Sesiyle büyüdüğümüz, ama kaderin cilvesiyle zamanla mesai arkadaşım olan sevgili Sabri Ugan en güzel örnektir bu kategoriye. İlk anlattığı ulusal maç olan Barcelona-Paris Saint Germain Kupa Galipleri Kupası finalinden bugüne tam 12 sene geride kaldı. O gün Bobby Robson, Jose Mourinho ve Ronaldo kupayı ellerinde kaldırırken o ölümsüz kareyi bize nakleden Sabri Ugan ilk yurtdışı deneyimini yaşıyordu aynı zamanda. Sonrasında zaten adı Şampiyonlar Ligi'yle özdeşleşti. Türkiye de bir çok zafere O'nun sesinden tanık oldu. Şampiyonlar Ligi Özel programını birlikte hazırlıyoruz. Çok yakında kolları sıvayacağız zaten yepyeni bir programla karşınızda olacağız Star ekranlarında Şampiyonlar Ligi'nin en özel görüntüleriyle.
Aklıma gelip de toparladıklarım bunlar. Sizin de aklınıza gelenler varsa eklemekten büyük zevk duyarım.

- '' Hagi Hagi Hagi Hagi... Nasıl anlatalım bu golü size ? ''
Galatasaray-Monaco Şampiyonlar Ligi maçı Hagi'nin 40 metreden attığı enfes golün sonrası

- '' Sambaa sambaa sambaa imza Alex de Souza. Kadıköy'de sambaa! ''
Fenerbahçe-PSV Eindhoven Şampiyonlar Ligi maçı Alex'in kafa golünün ardından

- '' Kalkın ayağa kalkın. Ayakta alkışlayın bu golü ''
Galatasaray-Glasgow Rangers Şampiyonlar Ligi maçı Hakan Ünsal'ın golünün ardından

- '' Dileriz bu yağmur 90 dakika boyunca gol çiçeklerimizi sular. ''
Galatasaray-PSV Eindhoven Şampiyonlar Ligi maç önü

- '' Affetmedi, Real Madrid'i bir kez daha affetmedi. Jardeeellll! ''
Galatasaray-Real Madrid Şampiyonlar Ligi maçı, Jardel'in Galatasaray'ı galibiyete taşıyan golü sonrası

- '' Sergen Cudicini Sergen Cudicini Sergen gooollll Sergeeennn goooll ''
Chelsea-Beşiktaş Şampiyonlar Ligi maçı Sergen'in 2. golünün sonrası

- '' Ne büyüksün Hagi, ne muhteşemsin Hagi. Ne müthiş bir vuruş bu ''
Galatasaray-Athletic Bilbao Şampiyonlar Ligi maçı Hagi'nin son dakikadaki galibiyet golünün ardından

BU FUTBOLCUYU TANIDINIZ MI ?


Bu futbolcu 90’lı yıllarda bir çok kez Türk takımlarıyla anılmış Yıldıray ,Halil ve Hamit kadar popüler olmasa da Türk hocaların yakından bildiği ama Türkiye’de oynamak bir türlü nasip olmamış Nec Nijmwegen, Fc Volendam, Arminia Bielefeld, Sc Verl, Fc Stukenbrock, Fce Augustdorf takımlarında forma giymiş ince favorili ve top sakallı süratiyle dikkat çeken esmer yağız bir Türk delikanlısı görünümüyle ilgilenenlerin hafızasında kalan bir oyuncudur.Aslında dikkatli baktığımızda kim olduğunu çıkartabiliriz.Neyse alttaki fotoya bakarsanız o kişiyi tanırsınız.
Bu futbolcunun adı Ayhan Tumani.Köln'den beri Daum'un tercümanlığını yapıyor.Ama Türkiye'de sanırım ona da bir tercüman gerekiyor.
Yazan:Trainer

BENCH


Fotoğraf 14 Nisan 2009'da oynanan Chelsea-Liverpool Şampiyonlar Ligi maçından. Hani şu 4-4 sona eren efsane maç. İşte o karşılaşma öncesi Rafael Benitez ve ekibi Stamford Bridge'deki yedek kulübesinde yerlerini alıyorlar. Fakat seyircilerin oturduğu bölümle o kadar içiçeler ki Chelsea taraftarı Liverpool'lü futbolcularla neredeyse enseye tokat konumundalar. Bizde rakip takım futbolcusuna saldırmak için çatıdan atlayanları düşünüyorum da, bu durum canım Türkiyem'e biraz fazla lüks kaçardı heralde.

KLAAS BİR GOLCÜ


Altta sağdan ikinci, dişlek çocuğu tanıdınız mı? Siz tahmin etmeden ben söyleyeyim. Klaas Jan Huntelaar. V.V H.en.K takımında oynarken. Bu arada takımın ismi de zor olsaymış. Henüz 8 yaşında bu fotoğrafta. Soldaki bahçıvan kılıklı Erik Dreteler ve en sağdaki tombak Andre Nijman çalıştırıyormuş takımı. Çocukların hepsi birbirinden alem. Ben alt soldan ikinciye takıldım. Farklı bir yüz ifadesi var. Bitse de gitsek gibi duruyor.

SİLİNDİR BARÇA


Kuzey Amerikalı sanatçı Dale Chihuly Barcelona için bir silindir hazırlamış. Takımın kamp yaptığı Seattle'de, Guardiola ve futbolcuların katıldığı bir törenle de silindir basına tanıtılmış. Geçtiğimiz sezon silindir gibi ezip geçen Barça rakiplerine inceden bir mesaj mı veriyor acaba?



Bu arada burada açık artırmaya sunulmuş silindir. İsteyen fiyatına bakabilir. Elde edilen tüm gelir UNICEF'e bağışlanacak.

BENİM TOPUM



Hepimiz duymuşuzdur o sihirli cümleyi çocukken mahallede yaptığımız maçlarda. Topun sahibiydi kadroyu kuran ve kimin oynayacağına karar veren.
Bir çocuk olarak ilk futbol topuna ayağımı değmem sihirli bir andı. Sertti bir kere, ağırdı. Hem neyimize yetmiyordu ki enine çizgili plastik toplar. Veya sobanın yanında unutulan ve bir tarafı şişkin yumurta biçimli toplarla öğrenmiştik biz futbol denen şeyi. Okullarda da kömür yığınlarının parçalarının peşinden koşturduk deli danalar gibi. Halbuki orada bin parça kömür tanesi vardı ama en yuvarlağını gözümüze kestirip 10 dakikalık teneffüste 9 kişinin ufacık kömür tanesinin peşinden vurhavur koşturduğumuz dönemlerdi. Ya da mahallenin zengin çocuğunun elinde topla gelmesiyle kafaların O'na çevrilmesi ve ardından ağzından çıkan ''Benim topum'' sözcüğü. Birden kankaları artardı elemanın. Biz de gururluyuz ya hani çağırılmasak gitmezdik oynamaya.
Neleri top bellemedik ki küçükken. Evde kağıdı yuvarlayıp, çorapları topak haline getirip, gerekirse yastıklardan top yapıp az turnuvalar düzenlemedik kardeşimle. Tabi gelişen endüstriye biz de ayak uydurduk zamanla. Boş araziler halı saha olmaya başladı gitgide. Müteahhitler küçükken park yapılacak diye kandırıp koca koca binalar diktiler mahallemize. Artık tüm çocuklar aramızda para toplayıp aldığımız toplar gitmiş, herkesin kendine ait birer topu da olmuştu. Tadı kaçmıştı zaten bazı şeylerin.
Niye mi bunları yazdım? Vardır herkesten bir parça bu anıların içinde mutlaka. Aslında o dönemlere insem çıkamam bile belki de. Çünkü hatırlanacak ve yazacak o kadar çok şey var ki.



Bizim çocukluğumuzda en baba top Mikasa'ydı. Hiç görmemiştim ama namını çok duymuştum. Kendisiyle tanışmamda yağmurlu bir gün bir mahalle maçına denk gelmişti. Yukarki mahalledeydi maç ve onların Mikasa topu vardı. Çok sertti, yağmuru yeyince yüz göz yamultan cinstendi. Yamulduk zaten. Fena dağıttılar bizi o maçta.
Ruslardan alınan ucuz toplar girdi sonra hayatımıza. Normal bir topun 3 katı büyüklüğü ve ağırlığında. Sonra Dünya Kupalarından alıntılar yaptık birbirimize. Bir gün Aumann olduk, bir Caniggia, bir gün Brehme. Takımlar değişti, futbolcular değişti, toplar da değişti tabi o günden bugüne.



Bir toptan nerelere geliyor insan. Evet bu sezon ''Total 90 Omni'' kullanacak Süper Lig ve Bank Asya ekipleri. Ülkem futboluna hayırlı olsun.

BEYİN FIRTINASI


Başarı garantili hoca.

RAUL GONZALES BLANCO

Babası sayesinde Atletico Madrid altyapısına giren Raul,o dönem başkanı Jesus Gil'in altyapıyı kapatmasıyla klüpsüz kalır. Babası Atletico Madrid taraftarı olmasına karşın Raul futbol oynasın diye onu Real Madrid altyapısına yazdırır. Real'in C takımında 7 maçta 16 gol atarak golcü olacağının sinyallerini verdiği anda Jorge Valdano onu A takıma çıkarır. İlk golünü de 2.maçında Atletico Madrid'e atar. Jesus Gil o anda büyük bir hata yaptığını anlamıştır. Bugüne kadar sadece Real Madrid'de oynayan kaptan 521 maça çıkmış ve 223 gol atmıştır. Milli takımda da 44 golü bulunur. Hazırlık maçları genç takımlar falan derken 400 kere evlilik yüzüğünü öpmüştür sanırım. O öpmesinde kim öpsün.Büyük golcü. Güzel manken.Yakışır Raul'a.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

ÖRÜMCEK ADAM


''To go or not to go'' dedi Togo'lu golcü ve soluğu Manchester'da aldı. Gollerine mavilerde de devam edecek şüphe yok. Bu fotoğrafta sanki saçlar, eller falan. Örümcek gibi.

R.I.P BOBBY ROBSON


Futbola ektiği tohumlar her zaman başverdi. Daha yapacak çok işi vardı belki ama varislerine bıraktı yarım kalan işlerini. Saygıyla anıyoruz...

"People want success. It's like coffee, they want instant."
Sir Bobby Robson

TAKSİMETRE AÇIK MI?

2 Ağustos 2009 Pazar

HENRY vs GIGGS



Reebok'ın Şampiyonlar Ligi finali öncesi hazırladığı reklam filmi.

CHERYL COLE


İnsan değil ki...

TARİHTEN BİR SAYFA #7


Galatasaraylı futbolcular bir deplasman öncesi havaalanındalar. Hayrettin, Tanju, Muhammed, Tugay. Hepsi toy, hepsi parlak. Fakat ortadaki bıyıklı abiyi çıkaramadım ben. Kim ki acaba ?

USTA VE ÇIRAK


Patrick Kluivert-Frank Rijkaard

HAVADA YÜRÜMEK


Bu alemde bir Jordan'ı bilirdim havada yürüyen. Henry'nin de hiç geri kalır yanı yokmuş.